Ayışığı ile Rüzgarın Sırrı

Bir varmış, bir yokmuş…
Uzak diyarlarda, gökyüzüne komşu, bulutların üzerinde kurulu masmavi bir köy varmış. Bu köyün adı Gökyüzü Bahçesi imiş. Gökyüzü Bahçesi’nde ne ağaçlar yere dikilir ne de çiçekler toprakta açarmış. Her şey havada süzülür, rüzgarın şarkısıyla dans edermiş.

Köyde yaşayan herkes, bulutlardan yapılmış küçük evlerde otururmuş. Evlerin bacasından duman yerine minik pamuk tüyleri çıkarmış. İşte bu köyde Lina adında 5 yaşında, kocaman meraklı gözlere sahip bir kız yaşarmış. Lina’nın en büyük hayali, Ayışığı ile konuşmak ve ondan gökyüzünün sırlarını öğrenmekmiş.

Ayışığına Mektup

Bir gece Lina, annesinden gizlice pencereye oturmuş. Gökyüzünde ay, pırıl pırıl gülümsüyormuş. Lina, minicik elleriyle defterinden bir sayfa koparmış, ay şeklinde katlayıp üzerine şöyle yazmış:

“Sevgili Ayışığı,
Seninle konuşmak istiyorum. Gökyüzünün sırlarını bana anlatır mısın?
Sevgiler, Lina.”

Sonra kağıdı rüzgara bırakmış. Rüzgar, “fııııı”

Ayışığı’nın Cevabı

Rüzgâr, Lina’nın mektubunu kıvır kıvır döndürüp bulutların arasından geçirerek taaa aya kadar uçurdu. O gece ay, ince bir gülümsemeyle parladı ve Lina’nın yastığının yanına gümüş bir tohum bıraktı. Tohumun yanında minicik bir not vardı:

“Merhaba Lina,
Ben Ayışığı. Sırları duymak istiyorsan bu tohumu kalbinle dinle. Rüzgâr üflediğinde ona teşekkür et.
—Ayışığı”

Lina, tohumu avucuna aldı. “Kalbimle dinlemek nasıl olur?” diye fısıldadı. O sırada pencereden içeri bir fıııı daha girdi, perde kıpırdadı. Lina, tohumu kalbine yaklaştırınca tohum sıcacık oldu.

“Sanırım anlamaya başlıyorum,” dedi Lina.

Rüzgâr’la Tanışma

Ertesi sabah Lina, gökyüzündeki yüzen çiçek bahçesine gitti. Orada Rüzgâr da vardı; görünmezdi ama çiçekleri tüy gibi hafifçe sallamasından anlaşılıyordu. Lina usulca konuştu:

— Rüzgâr, mektubumu götürdüğün için teşekkür ederim.
Fıııı… rica ederim, dedi Rüzgâr. Sesinin rengi hem neşeli hem de serindi.
— Ayışığı bir tohum gönderdi. Bunu nereye dikmeliyim?
Toprağa değil, göğe! diye gülümsedi Rüzgâr. “Bulut saksısına.”

Lina, pamuk buluttan bir saksı yaptı. Tohumu içine koydu. Rüzgâr nazikçe üfledi, tohum dönüştü, dönüştü ve ışıklı bir filiz verdi. Filizin yaprakları küçük ay parçaları gibi parlıyordu.

— Bu ne?
Dinleme Çiçeği, dedi Rüzgâr. “İyi dinlersen her şeyi anlatır.”

Lina kulağını çiçeğin en parlak yaprağına dayadı. Yaprak “tıng” diye bir ses çıkarıp konuşmaya başladı:

— “Gökyüzü Bahçesi, şarkısını kaybetti. Şarkı olmadan çiçekler rengini, bulutlar pamuk yumuşaklığını yitirir. Şarkıyı bulmalısın.

— Nasıl bulacağım?
— “Üç anahtarı topla: Sabır Tüyü, Cesaret Boncuğu, Paylaşım Işığı. Sonra Ayışığı’na dön.”

Lina heyecanlandı. “Bir macera!”

Birinci Anahtar: Sabır Tüyü

Dinleme Çiçeği’nin önerdiği ilk yer Uykucu Kuş Tepesi idi. Oraya gidince kocaman, pofuduk bir kuş gördü: Uykucu Güverk. Göz kapakları yarı kapalıydı.

— Merhaba Güverk, dedi Lina, “Sabır Tüyü’nü arıyorum.”
Güverk esnedi: — Hooooop… Sabır Tüyü, uçmak için acele etmeyenlerin kanadından düşer. Benden düşmesi için sabırla beklemelisin.

Lina bekledi. Güneş yer değiştirdi, bulutlar dans etti, Lina bekledi. Beklerken nefesini saydı: “Bir… iki… üç…” Beklemek sıkıcı gelince beklerken kuşla konuştu, bir yandan da küçük bir şarkı mırıldandı:

“Sabır sabır, kalbimde bir ırmak,
Akarsa sakin, yolum olur çabuk.”

Güverk, Lina’nın acele etmediğini görünce kanadını silkelerken pırıl pırıl bir beyaz tüy düştü.

— İşte Sabır Tüyü! dedi kuş. — Sabreden, rüzgârın yönünü bile duyar.

Lina tüyü Dinleme Çiçeği’nin yanında sakladı.

İkinci Anahtar: Cesaret Boncuğu

İkinci durak Gölgeli Geçit idi. Orası biraz ürkütücüydü; uzun, ince bulutlar gölge yapıyor, arada gök gürültüsü kıkırdıyor gibiydi.

— Korkma, dedi Rüzgâr fıııı diye. — Ben buradayım.

Lina bir adım attı, sonra bir adım daha… Geçidin ortasında yerlere saçılmış silik boncuklar gördü. Yakından bakınca boncukların sanki ışıktan yapılmış olduğunu fark etti. Ama hepsi sönüktü.

Bir tabela vardı: “Cesaret, korkunun yokluğu değil; korkarken adım atabilmektir.” Lina derin bir nefes aldı:

— Korkuyorum ama devam edeceğim.

Bu sözle birlikte yerdeki boncuklardan biri pıt diye parladı. Lina onu avucuna alınca boncuk kalp atışı gibi “dim-tık, dim-tık” etti. Üzerinde minicik harflerle “Cesaret” yazıyordu.

— Bulduk! dedi Rüzgâr. — Cesaret Boncuğu sen yürümeyi seçtiğin için parladı.

Üçüncü Anahtar: Paylaşım Işığı

Son anahtar için Dinleme Çiçeği, Lina’yı Sessiz Göle yönlendirdi. Gölün yüzeyi ayna gibiydi. Tam ortasında küçük bir ışık damlası yüzüyordu. Ne yana eğilse kayıyordu.

Göl kıyısında Mırmır adında minik bir kedi oturuyordu; tüyleri bulut gibi kabarıktı.

— Işık damlasını almak istiyorum, dedi Lina.
Mırmır mırıldandı: — Mırrr, onu tek başına yakalayamazsın. “Paylaşım” olmadan ışık kaçıp durur.

Lina düşündü. Yanında bir baloncuk kavanozu vardı (annesi rüzgârla oynamayı sevdiği için vermişti). Kavanozu Mırmır’la paylaştı. Mırmır baloncukları patlatırken ışık damlası kahkaha gibi pırıl pırıl zıpladı. Lina, kavanozu gölün üstüne tuttu, Mırmır da patlayan baloncuklarla ışığı yavaşça kıyıya yönlendirdi. İkisi birlikte ışığı avuçlarının arasına aldılar. Işık damlası şefkatle ısındı ve bir kristal oldu: Paylaşım Işığı.

— Teşekkürler Mırmır, dedi Lina.
— Birlikte olunca işler hafifler, dedi Mırmır. — Unutma: Paylaşınca ışık çoğalır.

Şarkının İzini Sürmek

Üç anahtar tamamlanınca Dinleme Çiçeği sevindi. Yaprakları birer birer çan gibi çaldı: “Tıng, tıng, tıng!”

— “Şimdi Ayışığı’na dön,” dedi. “Anahtarları kalbinin üstünde tut ve dinle.”

Gece olduğunda ay göğe çıktı. Lina pencerede Sabır Tüyü’nü, Cesaret Boncuğu’nu ve Paylaşım Işığı’nı kalbinin üstünde birleştirdi. O an rüzgâr durdu, dünya sessizleşti. Ayışığı’nın sesi yumuşak bir su gibi aktı:

Lina, Gökyüzü Bahçesi’nin şarkısı her zaman buradaydı. Ama kalpler aceleyle, korkuyla ve sadece kendisi için dinlediğinde, şarkı duyulmaz. Sen üç anahtarı topladın; şimdi şarkıyı geri çağır.

— Nasıl?
Sabırla nefes al, cesaretle ses ver, paylaşarak birlikte söyle.

Lina derin bir nefes aldı. Önce kısık bir “laaa” dedi. Rüzgâr fıııı diye eşlik etti. Mırmır “mırrr” dedi. Dinleme Çiçeği “tıng” dedi. Uykucu Güverk “huuup” diye mırıldandı. Gölgeli Geçit’teki boncuklar “dim-tık” ritim tuttu. Ve işte o zaman Gökyüzü Bahçesi’nin şarkısı duyuldu:

“Birlikteyiz biz, gökteyiz biz,
Dinlersek duyulur kalbimizin iz.
Sabırla bekle, cesaretle söyle,
Paylaş ışığını, dünya gülsün böyle.”

Şarkı yükseldikçe bulut evler pamuk gibi kabardı, çiçeklerin renkleri doygunlaştı, ay daha parlak güldü. Gökyüzü Bahçesi yeniden canlandı.

Ayışığı’nın Hediyesi

Ayışığı Lina’ya son bir hediye bıraktı: minicik bir ay kolyesi. Kolyenin ortasında küçücük bir delik vardı. Lina kolyeyi kulağına yaklaştırınca herkesin kalp şarkısını duyabiliyordu—annesi, Rüzgâr, Mırmır ve hatta en sessiz çiçeğin bile.

— Bunu ne zaman kullanmalıyım? diye sordu Lina.
Birini anlamakta zorlandığında, dedi Ayışığı. — Önce dinle. Kalbinle duyduğunda, sözler zaten gelir.

Lina kıkırdadı: — O zaman arkadaşlarımla kavga ettiğimizde önce dinleyeceğim.
— İşte sırrımız bu, dedi Ayışığı.

Küçük Bir Sürpriz

Ertesi gün köyde Şarkı Şenliği düzenlendi. Herkes bir misafir getirmeliydi. Lina, Mırmır’ı ve Uykucu Güverk’i çağırdı. Rüzgâr da elbette geldi—o gelince bayraklar fıııı diye dalgalandı. Gölgeli Geçit’teki boncuklar bir ışık zinciri olup gökyüzüne asıldı.

Lina şenliğin ortasında elini kaldırdı:

— Ben bir şarkı öğrendim. Ama bu benim şarkım değil; bizim şarkımız.

Ve hep birlikte söylediler. Şarkının sonunda Gökyüzü Bahçesi’nde yeni bir gelenek başladı: Her sabah uyanınca önce bir dakika dinleme, sonra bir cümle cesaret, en sonunda da küçük bir paylaşım. Mesela oyuncağını kardeşinle paylaşmak, sırada beklerken itişmemek, ürkütücü bir oyuna bile “deneyeyim” diyebilmek…

Masalın Kalp Notu

Lina o gece uyurken Ay kolyesi hafifçe ışıldadı. Dinleme Çiçeği pencerenin önünde tıng dedi. Rüzgâr perdeyi okşadı: fıııı. Ayışığı, gökten küçücük bir not gönderdi:

“Şarkı, acele etmeyen kulakta;
Cesaret, titreyen adımda;
Işık, paylaştığın anda çoğalır.
Bunu hatırladığın sürece Gökyüzü Bahçesi hep şarkı söyler.”

Ve masal burada mutlu bir nefesle bitti.

Ayışığı ile Rüzgârın Sırrı – 5 Yaş Masalı | Masallar Bahçesi

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top